Alanya’nın 12 kilometre kuzeybatısında Elikesik Köyü'ndeki antik kent, Pamfilya Bölgesi sınırları içerisindedir. Halk arasında ise Sinekkalesi olarak bilinmektedir. Antik Çağ coğrafyacısı Strabon,gemi yapımında kullanılan kerestenin kentten elde edildiğini, özellikle sedir ağaçlarının bol olduğunu, hatta Antonius’un bu bölgeyi Kleopatra’ya hediye ettiğinden bahseder. Kentte Helenistik Dönem'den Bizans Dönemi sonuna kadar oturulduğu gerek yazıtlardan gerekse kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Yazıtlar daha çok Hamaxia’da yaşamış belli başlı ailelerin isimlerini taşıyan onur yazıtlarıdır. Yazıtların çok azında kentteki yapılardan bahsedilmektedir. Yazıtlara göre Hermes ve Serapis Kült alanı, Helenistlik olduğu düşünülen kule ve bunun batısında iki eksedra (yarım daire şeklinde düzenlenmiş küçük yapı) yine kentin kuzeyindeki başka bir eksedra, hamam, nekropol alanındaki irili ufaklı mezar yapıları ve sur duvarları kentin günümüze ulaşan kalıntılarıdır.
Kenti çevreleyen sur duvarları özellikle kuzey ve batı yönde korunmuştur. Sur duvarı dışındaki batı ve kuzey yönlerde yer alan nekropol alanında küçüklü büyüklü mezar yapılarının yanı sıra araziye yayılmış durumdaki ostotekler (kül kutuları) ve parçalarının önemli bir bölümü Alanya Arkeolojiİ Müzesi'nde sergilenmektedir. Kentin İ.S. 100–200 yılları arasında zengin olmayan küçük, Coracesium’a bağlı bir topluluk olarak yaşamını sürdürdüğü bilinmektedir.
Alanya’nın 12 kilometre kuzeybatısında Elikesik Köyü'ndeki antik kent, Pamfilya Bölgesi sınırları içerisindedir. Halk arasında ise Sinekkalesi olarak bilinmektedir. Antik Çağ coğrafyacısı Strabon,gemi yapımında kullanılan kerestenin kentten elde edildiğini, özellikle sedir ağaçlarının bol olduğunu, hatta Antonius’un bu bölgeyi Kleopatra’ya hediye ettiğinden bahseder. Kentte Helenistik Dönem'den Bizans Dönemi sonuna kadar oturulduğu gerek yazıtlardan gerekse kalıntılardan anlaşılmaktadır.